Prof. Dr. Mehmet Çelik

Prof. Dr. Mehmet Çelik

[email protected]

Yerlerde sürünen siyasî ahlak

15 yaşımdan itibaren yaklaşık 50 yıldır siyaseti yakından takip ederim. Kendi tecrübelerim yanında, siyasî hatırat notlarını, kitaplarını da okur, kendi tecrübelerimle karşılaştırır ve objektif bir kanaate varmaya çalışırım. 

Aklımın ermeye başladığı 1965 seçimlerinden bu yana, en fazla yara alan konunun siyasî ahlak olduğunu müşahede ettim. 

Her mesleğin kendine göre bir raconu vardır, ahlak ilkeleri vardır. O alanın aktörleri genellikle bu racona riayet ederler, azamî derecede etmeye çalışırlar. Mafyadan tutun küçük bir esnaf birliğinde bile buna riayet edilir. 

Zaman içerisinde her alanda icrâ-i faaliyet gösteren aktörlerde, o alanın ahlaki ilkeleri zayıflamıştır -bu gerçeği öncelikle kabul edelim- fakat bunun da kabul edilebilir, anlaşılabilir bir seviyesi vardır. 

Siyaset alanına gelince, siyasî ahlakın ilkeleri açısından en büyük tahribat bu alanda olmuştur. 

Siyasî bir partide resmen, fiilen siyaset yapmadığım için, tüm siyasî partilere, siyasetle ilişkili sivil toplum örgütlerine, sendikalara, cemaatlere yukarıdan, yani objektif bir gözle baktığım için, bu ahlaki seviyeyi daha iyi görebiliyorum kanaatindeyim. 

Günümüzde siyaset motorunun yakıtı, siyasetçinin karakteri olmuştur. Siyasetçi, henüz aday adayı iken bu yakıtı kullanmaya başlar. Kendisinden istenen her şeyi; tamam, merak etme hallederiz! cümlesiyle karşılar!.. 

İşin doğrusu toplum da bu siyasî ahlak hususunda tuhaflaştığı için, adamcağız henüz aday adayı iken, O’nu yalan söylemeye, olur-olmaz vaatlerde bulunmaya adeta mecbur kılar!.. Hatta toplum aklına gelen her işe baştan okey demeyen siyasetçiyi daha aday adayı iken siler!.. Hele hele bu aday adayından talepte bulunacaklar bürokrasi ve iş dünyasından iseler, bu aday adayının kendilerine, özel çıkarlarına nasıl faydalı olacağı hesabını yaparlar. Eğer kendi şahsî hesaplarına bir faydası olmayacaksa, ülkeyi uçuracak bir beyin bile olsa, tu kakaya maruz kalır!.. 

Siyaset ahlakı bu derece yerlerde süründüğü için, birçok değerli insan, birikimli, uzman insan siyasete yanaşmamaktadır!.. Bu da ülke ve ülke siyaseti için büyük bir kayıptır. 

Rahmetli Özal, Türkiye Milletvekilliği adı altında, bu noktayı çözmek için bir denemede bulunduysa da, maalesef arkası gelmedi… Siyaset arenasının ahlak ilkesi tanımayan gladyatörleri bu uygulamayı bir dönem sonra kaldırttılar!.. 

(Konuya devam edeceğim)